Biyoenerjinin veya biyokütle enerjisinin kullanımı sera etkisi oluşturan gaz salımlarını azaltmak için büyük bir potansiyel taşımaktadır. Biyokütleler, fosil yakıtlarla eşit miktarda karbon dioksit üretirler, ancak ne zaman yeni bir bitki yetişse, karbondioksit atmosferden alınarak bitkide depolanmaktadır. Böylece, bitkinin biyokütle enerjisi amaçları ile yenilenmesi durumunda net salım sıfır olmaktadır. Enerji bitkileri, örneğin hızlı büyüyen ağaçlar ve çimenler biyokütle kaynakları olarak adlandırılabilir. Biyokütle kaynaklarını kullanımı tarım sektörünün karlılığına da katkı sağlar.

Biyoenerji veya biyokütle enerjisi biyokütlenin elektrik üretmek üzere kullanılması demektir. Günümüzde 6 farklı biyoenerji sisteminden bahsedebiliriz. Bunlar: direk yakıt, ortak yakıt, gaz dönüşüm, anaerobik sindirim, piroliz ve küçük modüler olarak sıralanabilir.

Dünyadaki pek çok biyoenerji santrali, biyoenerji kaynaklarının yakılarak buhar elde edilmesi yöntemine dayanan direk yakıt sistemleri kullanır. Buhar genellikle bir türbini döndürür ve elektrik üretilir. Bazı endüstrilerde, güç santralinden gelen buhar üretim süreçlerinde ya da binaları ısıtmada da kullanılmaktadır. Bu tesisler kombine ısı ve güç tesisleri olarak adlandırılırlar. Örneğin, odun atıkları (talaş vb.) hem elektrik üretmede hem de kağıt silindirleri için buhar amaçlı kullanılmaktadır.

Gaz dönüşüm yüksek ısılarda, oksijene yoksunu bir ortamda biyokütlenin hidrojen, karbon monoksit ve metan karışımı bir gaza dönüştürülmesi yöntemidir. Oluşan bu gaz jet motoruna çok benzer bir şekilde bir gaz türbinini tetikler ve elektrik üretilir.

Biyokütlenin çürümesi de enerji kaynağı olarak kullanılabilecek metan gazı üretir. Ortak yakıt sisteminde arazilerde kuyular açılarak çürüyen organik maddelerden metan salınması sağlanabilir. Her bir kuyudan borularla taşınan gaz merkez bir noktaya getirilir, filtrelenerek temizlenir ve yakılır.
Metan bir enerji kaynağı olarak çok farklı şekillerde kullanılabilir. Pek çok tesiste, metan gazı yakılarak buhar elde edilir. Bu buhar elektrik üretimi veya başka endüstriyel amaçlarla kullanılabilir. Gücü 25 ile 500 kilowatt arasında değişen, ortalama bir buzdolabı büyüklüğündeki mikro türbinler ile elektrik üretimi sağlanabilir. Metan ayrıca bir yakıt hücresi için yakıt olarak da kullanılabilir. Yakıt hücreleri pillere benzer şekilde çalışmakla birlikte, termodinamik olarak açık sistemler oldukları için yakıt olduğu sürece elektrik üretirler.

Metan biyokütleden anaerobik sindirim de denilen bir yöntemle de üretilebilir. Anaerobik sindirim oksijen olmayan ortamlarda bakteriler yardımı ile organik maddenin parçalanması durumudur.

Biyokütlelerden gaz haricinde piroliz denilen yöntemle sıvı yakıt da üretilebilir. Biyokütle oksijen olmayan bir ortamda ısıtılırsa piroliz gerçekleşir ve piroliz yağı denen bir sıvı oluşur. Bu yağ da petrol gibi yakılarak elektrik üretebilir.

Küçük modüler sistemlerde çeşitli biyoenerji teknolojileri kullanılabilir. Küçük modüler bir sistem 5 megawatt veya daha az güçlerde elektrik üreten sistem olarak tanımlanabilir. Bu sistemler, küçük bir kasabanın ihtiyacın karşılamaktan, tek bir evin ihtiyacına kadar değişik güçlerde boyutlandırılabilir. Örneğin, bazı çiftçiler hayvanlarından elde edilen atıkları çiftlikleri için elektrik üretmede kullanabilir.

Enerlab olarak, çiftlikler için optimum faydayı sağlamak üzere en uygun biyoenerji sistemlerini tasarlamak üzere yerinde analiz, fizibilite, danışmanlık ve kurulum hizmetleri sağlamaktayız. Bunlara ilave olarak, güneş ve rüzgar potansiyelinin uygun olması durumunda 3 teknolojiyi de birleştiren hibrit çözümler de üretebiliriz.